Günümüzde her yatan insanın bir arada bulunduğu tek ortam sosyal medya. Aradaki bu yaş farkı da sonucunda zararları beraberinde getiriyor. Bunun yanı sıra sosyalleştiğimizi düşünürken giderek asosyalleşiyoruz. Hayatımızda internet yaygın olmadan önce karşımızdaki insanla bir yerde buluşuyor konuşmasına göre nasıl insan olduğunu belirliyorduk. Şimdi ise ne kadar beğenisi var, paylaştığı şeyin onun üzerinden ne kadar paylaşıldığına bakıp karar veriyoruz nasıl insan olduğuna.
İnsanlarla iletişimimiz sadece yazıdan ibaret olmaya başlıyor. Konuşma adına gösterdiğimiz çaba, devede kulak kalıyor. İnsanlar yüzyüze konuşmaya hasret kalıyoruz. Ve ne vakit insanlarla karşı karşıya gelsek, konuşamamaktan yakınıyoruz Çünkü hayatlarımız sadece internetten, sosyal ağlardan ibaretleşiyor.Önce hâl hatır faslıyla başlayıp ardından bir iki çeşit farklı konulardan bahseder olsak da, konular yine dönüp dolaşıp, aynı noktaya geliyor. Karşımızdakinin sosyal paylaşım sitelerindeki aktivitelerinden, gittiği yerlerden, yazdığı sözlerden paylaştığı videolara kadar didik didik konuşuluyor. Bu da yetmezmiş gibi, sanal dedikodular da birbirini takip ediyor. Beğendiği, hoşlandığı kişiyi gösterip, yazdıklarından ve yaptıklarından açıyorlar sohbetleri. Kısaca sohbetler bozuluyor, muhabbetler koyulaşmak yerine, açıklaşıyor, sıradanlaşıyor. İnsanlar sosyalleşmekten uzaklaştıkça, uzaklaşıyor, ama kimse farketmiyor. Herkes birbirini uyarıyor ama dönüp de aynaya bakmıyor. Herkes dünyayı, sanal alemden kurtarıyor gerçek dünyadan koptukça kopuyor. Canı bile yansa, acısını önce sanal alemde paylaşıyor. Duygular köreliyor, duygular can çekişiyor.
İnsanların korkuları farklılaşıyor. Acaba fotoğraf koysam beğeni gelir mi korkusu, bir şeyler yazsam beğenilir mi korkusu bu böyle devam ediliyor. Elimizdeki cihazlar o kadar hızlı ki kendimize yetişemiyoruz.
Gizli bir hayatımız kalmıyor. Her şeyi oralarda paylaşıyoruz. Düşünmüyoruz ki hiç bir insan benim gittiğim yeri, yediğim yemeği ne yapsın. Ama herkes paylaşıyor ve beğeni geliyor. Neden? Bir insan bir insanın gittiği yeri neden beğenir ki. Böyle düşünmek gerekirken bir anda aydınlanıyorsunuz. Çünkü ben beğenirsem o da beğenir.
Beğeniye beğeni, takibe takip, SV ile sınırsız takipleşmeler. Gün geçmiyor ki takipçi kazanmak için yeni şeyler bulunmasın. Güzel bir kızsanız hesabınızı açıyorsunuz güzel bir özçekiminizi koyuyorsunuz. Anında 100 takipçi. Kaslı bir erkekseniz kaslı fotoğraflarınızı koyuyorsunuz altına da 3 ayda protein tozsuz program 100 reze yazarım. Bunlar basitleri daha neler var neler.
Kısacası sosyal medya bizi ve içimizdeki insanlığı yok ediyor. yuvarlak olan kafamızı dikdörtgen yaparak o küçücük teknolojik kutucuğun içine tıkıyor. Ondan uzaklaşsan gündemden geri kalıyorsun uzaklaşmasan da insanlıktan geri kalıyorsun. Kısacası olması bir dert olmaması ayrı bir dert.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen yorumlara saçma sapan şeyler yazarak kirletmeyin
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.